Kasım Ayında En Az 216 İşçi Hayatını Kaybetti

İşçi Meclisi’nin yayımladığı kapsamlı değerlendirmeye göre, 2024 Eylül–2025 Ağustos döneminde en az 72 çocuk işçi çalışırken yaşamını yitirdi. Bu sayı, bir önceki döneme göre yüzde 10’luk bir artışa karşılık geliyor. Kurum, resmi veri eksikliğinin gerçeği tam yansıtmadığını belirterek sayının daha yüksek olabileceği uyarısında bulundu.

Raporda, çocuk işçilik tanımı için uluslararası ölçütlerin kullanıldığı vurgulandı: 18 yaşını doldurmamış herkes çocuk işçi kabul ediliyor. Ayrıca yaş tespitindeki sorunlar nedeniyle, basında “18 yaşında” olarak duyurulan ölümlerin bir kısmının da gerçekte çocuk yaş grubunda olabileceği ifade ediliyor.

Tarım hâlâ birinci sırada; ancak artık belirleyici değil

Son bir yılda ölümlerin yüzde 28’i tarım sektöründe yaşanırken, sanayide 19, inşaatta 17, hizmetlerde 16 çocuk işçinin hayatını kaybettiği raporlandı. On iki yıllık toplam verilerde tarımın yüzde 53’lük payının bugün yarı yarıya gerilemiş olması, çocuk işçiliğinin esas olarak kent merkezlerine taşındığını gösteriyor.

Raporda, kırsal yoksulluğun devam ettiğine dikkat çekilerek kamu kurumlarının tarımdaki çocuk işçi ölümlerini “PR projeleriyle görünmez kıldığı” eleştirisi yer aldı.

Kent yoksulluğu ve OSB gerçeği

Pandemi sonrası artan ekonomik kriz, kentlerde yoksulluğu derinleştirdi. Bu koşullar, özellikle Organize Sanayi Bölgeleri’nde MESEM öğrencilerinin ucuz işgücü olarak yaygın biçimde kullanılmasına yol açtı.

İşçi Meclisi, “Artık her sokakta bir çalışan çocuk görmek mümkün. Çocuk işçilik görünürleşti ama aynı zamanda ‘meslek edinme’ söylemiyle meşrulaştırılıyor” değerlendirmesini yaptı.

505 bin çocuk MESEM kapsamında; çoğu ‘haftanın dört günü çalışıyor’

2016 sonrası çıraklık merkezlerinin eğitim sistemine daha fazla entegre edilmesiyle genişleyen MESEM, bugün 505 bin 18 yaş altı öğrenciyi kapsıyor. Raporda, bu modelin fiilen bir ücretsiz işgücü havuzu oluşturduğu, çocukların haftanın dört günü işyerlerinde çalıştırıldığı vurgulandı.

Ayrıca MESEM öğrencilerine ödenen ücretlerin kamu kaynaklarından karşılandığı hatırlatılarak, sistemin sermayeye doğrudan finansman desteği sağladığı belirtildi.

Son iki yılda MESEM’li 15 çocuk öldü

Rapora göre, sadece MESEM kapsamında çalışan öğrencilerden son iki eğitim-öğretim yılında en az 15’i iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Diğer staj programlarında ölen çocuklarla birlikte bu sayı 22’ye yükseliyor.

OVP, Kalkınma Planı ve Ulusal İstihdam Stratejisi aynı hedefe işaret ediyor

İşçi Meclisi, devletin son yıllarda hazırladığı tüm üst politika metinlerinde çocuk emeğini artıran bir yaklaşım olduğunu belirtiyor. OVP (2026–2028), 12. Kalkınma Planı (2024–2028) ve Ulusal İstihdam Stratejisi (2025–2028), mesleki eğitimin özel sektör taleplerine göre düzenlenmesini öngörüyor.

Rapor, bu yaklaşımı şöyle özetliyor:
“Mesleki eğitim kamu yararına değil, emek maliyetlerini düşürme stratejisine göre şekilleniyor. Çocuk emeğini yasallaştırmak, ucuz işçiliğin sürekliliğini garanti altına almak demektir.”

TÜİK’in 15–17 yaş grubunda açıkladığı 970 bin çocuk işçi verisine, MESEM’deki 505 bin öğrenci ve kayıt dışı çalışan 15 yaş altı çocuklar dâhil edildiğinde işçi çocuk sayısının 3–4 milyona ulaştığı ifade ediliyor.

2025–2026 Öncesi Talepler: “MESEM Kapatılsın”

İşçi Meclisi, yeni eğitim-öğretim yılı başlarken dört temel talep sıralıyor:

  1. Çocuk işçilik tamamen yasaklanmalı, MESEM kaldırılmalı.
  2. Eğitim parasız olmalı; 4+4+4 sistemi tasfiye edilmeli.
  3. Yaşam alanları uyuşturucu ve çeteleşmeden arındırılmalı.
  4. Çocuk emeği sömürüsüne karşı gençlik hareketi ve işçi sınıfı mücadelesi güçlendirilmeli.

Raporda, “Bu düzenleme sistem içinde revize edilemez. Çocuk emeğini bitirmek için örgütlenmek ve direnmek gerekiyor” ifadeleri yer alıyor.


NHY / İşçi Meclisi, Kasım 2025 İş Cinayetleri ve Çocuk İşçilik Özel Raporu, TÜİK işgücü istatistikleri, MEB, MESEM öğrenci sayıları, OVP (2026–2028), 12. Kalkınma Planı ve Ulusal İstihdam Stratejisi belgeleri