İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 mahpusun öldüğü 19 Aralık 2000 “Hayata Dönüş Operasyonu” davasında verilen zaman aşımı kararına itiraz ederek, operasyona katılan kritik askerî birimlerin bilgi sakladığını ve sanıkların “kasten öldürme” suçundan yargılanması gerektiğini belirtti.
Savcılıktan Zaman Aşımı Kararına İstinaf
Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17 Kasım’da verdiği zaman aşımı kararına karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı istinafa başvurdu. Başvuru, aralarında Ankara Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı personelinin de bulunduğu operasyona katılan askerlerin kimlik, görev ve sayı bilgilerinin kurumlarca mahkemeye iletilmediğini vurguladı. Savcılık, eksik bilgi sunumunun soruşturmayı engellediğini belirterek kararın hukuka uygun olmadığını ifade etti.
Başvuru, 194 askerin yargılandığı dosyada “kasten öldürme” suçlamasının dikkate alınması gerektiğini, verilen zaman aşımı kararının bu nedenle usule ve esasa aykırı olduğunu savundu.
Otopsi Bulguları: Ateşli Silah Yaralanmaları
İtiraz dilekçesi, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi raporlarına atıfta bulunarak çok sayıda mahpusun ateşli silah yaralanmalarıyla hayatını kaybettiğini hatırlattı. Mustafa Yılmaz, Murat Ördekçi, Cengiz Çalıkoparan ve diğer isimlerin ölüm nedenlerinin operasyon sırasında kullanılan silahlarla ilişkili olduğuna dikkat çekildi.
Savcılık, olay günü askerlerin yanı sıra mahpusların da silah kullandığı iddiasının dosyaya yansıdığını ancak askerlerin “görev sınırlarını aşarak güç kullandığına” dair bulguların görmezden gelinemeyeceğini belirtti.
Mahpusların Talepleri ve Operasyonun Arka Planı
Başvuruda, 19 Aralık operasyonu öncesinde mahpusların taleplerinin siyasi ve insani koşullara dayandığı hatırlatıldı. Tutsaklar; F Tipi cezaevlerinin kapatılması, ölüm oruçlarının sonlandırılması için adım atılması, ağır yaralıların serbest bırakılması, gözaltında işkence iddialarının soruşturulması ve anti-demokratik yasaların kaldırılması gibi talepleri dile getirmişti.
Bu bağlamda savcılık, operasyonun yalnızca güvenlik gerekçeleriyle açıklanamayacağını, bu talepler ve süreçteki ağır hak ihlallerinin görmezden gelinmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti.
“Savcının İtirazı Siyasi Değil, Hukuki Bir Tutum”
Dosya avukatlarından Güçlü Sevimli, savcının istinaf başvurusunu “kayda değer ve olumlu” olarak değerlendirdi. Sevimli, savcının zaman aşımı kararına itiraz etmek zorunda olmadığını vurgulayarak, bu başvurunun savcılığın da kararın hukuka uygun olmadığını düşündüğünü gösterdiğini söyledi.
Hak savunucularına göre bu adım, 24 yıldır süren cezasızlık eleştirilerine karşı gecikmiş de olsa önemli bir hukuki refleks niteliği taşıyor.













