Faşizm, birçok tanımı olan ancak genel olarak otoriter, aşırı milliyetçi ve şiddet yanlısı bir politik ideoloji olarak kabul edilen bir kavramdır. Faşizm, demokrasiye, sosyalizme, liberalizme ve muhaliflere karşı baskıcı bir devlet düzeni kurmayı amaçlar. Faşizm, devletin her şeyin üzerinde olduğunu ve bireyin devlete tamamen bağlı olduğunu savunur.
Faşizm, 20. yüzyılın başlarında İtalya’da Benito Mussolini tarafından ortaya atılmış ve daha sonra Almanya’da Hitler’in nasyonal sosyalizmi, İspanya’da Franco’nun falanjizmi, Portekiz’de Salazar‘ın Estado Novo’su gibi farklı ülkelerde farklı biçimlerde uygulanmıştır. Faşist rejimler, kendi ülkelerinde ve dünyada büyük acılar ve yıkımlar yarattılar. Faşizmin karşısında duran ve onu yenmeye çalışan direniş hareketleri ise faşizme karşı mücadelenin kahramanları olarak tarihe geçtiler.
Faşizmin örneklerini daha detaylı vermek gerekirse; İtalya’da Mussolini’nin faşist rejimi, 1922-1943 yılları arasında iktidarda kaldı. Mussolini, İtalyan milliyetçiliğini ve imparatorluk hayallerini körükleyerek halkın desteğini kazandı. Devleti tek parti diktatörlüğüne dönüştürdü. Sendikaları ve muhalefeti bastırdı. Basını ve eğitimi kontrol altına aldı. Katolik Kilisesi ile anlaştı. Afrika’da sömürgecilik faaliyetlerine girişti. Hitler ile ittifak kurarak İkinci Dünya Savaşı’na katıldı.
Almanya’da Hitler’in nasyonal sosyalist rejimi, 1933-1945 yılları arasında iktidarda kaldı. Hitler, Alman milliyetçiliğini ve ırkçılığını kışkırtarak halkın desteğini kazandı. Devleti tek parti diktatörlüğüne dönüştürdü. Sendikaları ve muhalefeti bastırdı. Basını ve eğitimi kontrol altına aldı. Yahudileri ve diğer azınlıkları soykırımına tabi tuttu. Avrupa’da yayılmacılık politikası izledi. Mussolini ile ittifak kurarak İkinci Dünya Savaşı’na katıldı.
İspanya’da Franco’nun falanjist rejimi, 1939-1975 yılları arasında iktidarda kaldı. Franco, İspanyol milliyetçiliğini ve Katolikliği körükleyerek halkın desteğini kazandı. Devleti tek parti diktatörlüğüne dönüştürdü. Sendikaları ve muhalefeti bastırdı. Basını ve eğitimi kontrol altına aldı. Basklar ve Katalanlar gibi azınlıklara baskı uyguladı. Hitler ve Mussolini ile işbirliği yaptı ancak İkinci Dünya Savaşı’na katılmadı.
Portekiz’de Salazar’ın Estado Novo rejimi, 1933-1974 yılları arasında iktidarda kaldı. Salazar, Portekiz milliyetçiliğini ve Katolikliği körükleyerek halkın desteğini kazandı. Devleti tek parti diktatörlüğüne dönüştürdü. Sendikaları ve muhalefeti bastırdı. Basını ve eğitimi kontrol altına aldı. Afrika’da sömürgecilik faaliyetlerine devam etti. Hitler ve Mussolini ile işbirliği yaptı ancak İkinci Dünya Savaşı’na katılmadı.
Faşizmin doğasını, nedenlerini ve sonuçlarını anlamak için birçok teorik çalışma yapıldı. Bu çalışmalardan biri de Alman sosyalist ve feminist Clara Zetkin’in 1923 yılında yazdığı “Faşizme Karşı Mücadele“dir.
Clara Zetkin (1857-1933), işçi sınıfının kadın önderi, Marksist teorisyen, gazeteci, pedagog, barış savaşçısı ve uluslararası proleter kadın hareketinin kurucusu olarak tanınır. Zetkin, kadınların eşitliği ve özgürlüğü için kapitalist düzene karşı mücadele etti ve sosyalist devrimin savunucusu oldu. Zetkin, aynı zamanda faşizme karşı ilk uyarılarda bulunan ve faşizmin sınıfsal kökenlerini ve işlevlerini ortaya koyan bir entelektüeldir.
Zetkin‘in faşizm üzerine yazdığı makale, Komintern’in (Üçüncü Enternasyonal) altıncı kongresinde sunuldu ve daha sonra Rosa Luxemburg Vakfı tarafından yayınlandı. Makalede Zetkin, faşizmi bir devlet biçimi olarak değil, bir hareket olarak ele alır. Faşizmin ortaya çıkışını emperyalist savaşın yarattığı ekonomik, sosyal ve siyasal krize bağlar. Faşizmin temel gücünü küçük burjuvazinin çıkarlarına hitap eden demagojik söyleminden alır. Faşizm, küçük burjuvaziyi işçi sınıfına karşı kışkırtarak, burjuvazinin egemenliğini korumak için bir araç olarak kullanır. Faşizm aynı zamanda milliyetçilik, ırkçılık, militarizm ve gericilik gibi ideolojik unsurları da içerir.
Zetkin’e göre faşizme karşı mücadele etmenin tek yolu işçi sınıfının birliği ve dayanışmasıdır. İşçi sınıfı, faşizmin küçük burjuvazi üzerindeki etkisini kırmak için onların gerçek çıkarlarını göstermeli ve onları sosyalist devrimin yanına çekmelidir. Zetkin, faşizme karşı mücadelede reformist ve oportünist eğilimlere karşı da uyarır. Faşizmle uzlaşmanın veya onu yasal yollarla engellemenin mümkün olmadığını vurgular. Faşizm ancak devrimci şiddetle yıkılabilir.
Zetkin’in faşizm üzerine analizi bugün de güncelliğini korumaktadır. Faşizmin yeniden yükselişi karşısında işçi sınıfının bilinçli ve örgütlü bir şekilde harekete geçmesi gerekmektedir. Zetkin’in sözleriyle bitirelim: “Faşizme karşı mücadelede başarı ancak proletaryanın devrimci iradesine bağlıdır.”
Deniz Çınar