21 Mayıs 1864, Kuzey Kafkasya halkları için derin bir yara ve unutulmaz bir tarih olarak kayıtlara geçmiştir. Bu tarih, Çarlık Rusyası’nın bölgedeki Çerkes halkına yönelik başlattığı sürgün ve soykırım politikalarının en acı verici noktasını işaret eder. 160 yıl sonra, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde ve İzmir’de anılan bu tarihi olay, Çerkes diasporası için hâlâ güncel bir acı ve mücadele konusudur.
Çerkes Sürgünü ve Soykırımı, 300 yıl süren Kafkas-Rus savaşlarının sona ermesi ve Kuzey Kafkas halklarının sürgüne zorlanmasının başlangıç tarihi olarak kabul edilir. Bu süreçte, 1,5 milyona yakın Çerkes hayatını kaybetmiş, milyonlarca kişi anavatanlarından koparılarak Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli bölgelerine, özellikle de Anadolu’ya, Balkanlar’a, Ürdün’e ve Suriye’ye yerleştirilmiştir.
Anma etkinlikleri, Çerkes halkının tarihini, kültürünü ve yaşadıkları zorlukları hatırlatma amacı taşıyor. Düzce’de Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) tarafından düzenlenen etkinlikler, meşaleli yürüyüşler, anıtpark programları ve Nart ateşi yakma gibi geleneksel ritüellerle süslenmiş. Ankara Çerkes Derneği’nde düzenlenen anma programı ise, sürgün ve soykırımın tarihini ve etkilerini anlatan konuşmalar ve sunumlarla gerçekleşti.
Siyasi liderler de bu önemli günü unutmadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve diğer siyasi figürler, sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla Çerkes halkının acılarını paylaştıklarını ve sürgün sırasında yaşamını yitirenleri andıklarını ifade ettiler.
Çerkes Sürgünü ve Soykırımı’nın 160. yıl dönümünde, tarihin bu acı olayını anlamak ve anlatmak için yapılan belgeseller ve diğer medya çalışmaları da önemli bir rol oynuyor. “1864” belgeseli, Çerkes Sürgünü ve Soykırımı’nı detaylı bir şekilde ele alarak, Çerkeslerin Osmanlı’ya iskan sürecini ve yaşadıkları zorlukları gözler önüne seriyor.
Bu tür anma etkinlikleri ve medya çalışmaları, Çerkes halkının tarihini ve kültürünü gelecek nesillere aktarmak için büyük önem taşıyor. Aynı zamanda, tarihte yaşanan insanlık trajedilerinin tekrarlanmaması için toplumsal hafızanın canlı tutulmasına katkıda bulunuyor.
Çerkes Sürgünü ve Soykırımı’nın 160. yıl dönümünde, yaşanan acıları hatırlamak ve tarihten dersler çıkarmak, sadece Çerkes halkı için değil, tüm insanlık için önemlidir. Bu tarihi olay, insan hakları, adalet ve barışın korunması için mücadele eden herkesin gündeminde olmalıdır. Unutmamak ve unutturmamak, geleceğe daha adil ve barış dolu bir dünya bırakma umudumuzun temelidir.
Kaynak: NHY, Uğur Kaymaz