Türkiye’de Basın Özgürlüğü: Soykan ve Ağırel Gözaltına Alındı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel, 10 Nisan sabahı saat 06.00 sularında evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındı. ANKA Haber Ajansı’nın aktardığına göre, gazeteciler hakkında “tehdit” ve “şantaj” (TCK 106 ve 107) suçlamalarıyla işlem başlatıldı, dijital materyallerine el konuldu.

Gazetecilerin avukatı Gamze Pamuk Ateşli, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesi önünde ANKA’ya yaptığı açıklamada, gözaltı işlemlerine sert tepki gösterdi. Ateşli, “Biz bugün müvekkillerimizi saat 13.00 itibarıyla ifade vermek üzere hazır bulunduracaktık. Hazır bulunduracağımızı beyan ettiğimiz halde bu sabah evlerine polis gönderilmesini bir korku rejiminin inşası olarak okuyabiliyorum. Hukuk rejiminin devamı olarak okuyamıyorum” dedi.

“Gazeteciliğin Suç Sayıldığı Bir Süreç”

Ateşli, müvekkilleriyle görüştüğünü ve sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtirken, yaşananların yalnızca gazetecilik faaliyetleri nedeniyle gerçekleştiğini vurguladı. “Yaptıkları tek şey gazetecilik faaliyetini yerine getirmek. Bir iddianın peşine düşerek, o iddiaların muhataplarıyla görüşmeler yapmak, haber üretmek” ifadelerini kullanan Ateşli, suçlamaların dayanağı olarak gösterilen şikâyet dilekçesinde dahi rızaya dayalı görüşmelerin yapıldığının yazılı olduğunu belirtti.

Şikâyet dilekçesinde yer alan “Karşılıklı rızaya dayalı ses kaydı aldık, görüşmeleri yaptık, buluşma yerimizi beraber seçtik” cümlelerinin ardından bu sürecin bir suç isnadıyla sonuçlanmasının hukuki değil, siyasi bir tercih olduğunu savundu.

Eleştirel Gazetecilik Hedefte mi?

Gözaltına alınan gazetecilerin, özellikle son dönemde uyuşturucu ticareti, organize suç yapıları ve kamu görevlileriyle ilişkileri konu alan haber dosyalarıyla gündeme gelmeleri, bu gözaltıların zamanlamasını daha da dikkat çekici kılıyor. ANKA’nın haberinde de belirtildiği gibi, gazetecilerin ifadelerinin ardından İstanbul Adliyesi’ne sevk edilmeleri bekleniyor.

Avukat Ateşli, “Ben şuna inanıyorum, müvekkillerimizi ifade verdikten sonra özgürlüklerine kavuşturacağız” diyerek hukuk sisteminin adil bir karar vermesini umduğunu ifade etti.

ANKA Haber Ajansı’nın yerinde takip ettiği bu gelişme, Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik tartışmaların yeniden alevlenmesine neden oldu. Araştırmacı gazetecilik faaliyetlerinin yargı baskısıyla karşılaşması, yalnızca basın mensuplarını değil, kamuoyunun bilgi alma hakkını da tehdit ediyor. Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gözaltına alınması, gazeteciliğin değil gazetecinin yargılandığı bir sürece işaret ediyor. Bu gelişme, basın özgürlüğünün ve hukuk devletinin sınandığı bir döneme daha girildiğini gösteriyor.