Pandemi İngiltere’de Kalp Hastalıklarını Sessizce Yeniden Biçimlendirdi: Eşitsizlikler Derinleşti

COVID-19 salgını İngiltere’de yalnızca solunum yollarını değil, kalpleri de hedef aldı.

Health Data Research UK uzmanlarının The Lancet Public Health dergisinde yayımladığı geniş çaplı çalışma, 57 milyon kişinin sağlık verilerini inceleyerek pandemi döneminde kalp hastalıklarının teşhisi, tedavisi ve ölüm oranlarında yaşanan dramatik değişimleri ortaya koydu. Bulgular, özellikle sosyoekonomik olarak dezavantajlı bölgelerde kalp hastalıklarının hem daha geç tespit edildiğini hem de ölüm riskinin arttığını gösteriyor.

Karantina Döneminde Teşhisler Düştü, Ölüm Riski Arttı

Araştırmaya göre, 2020’nin ilk karantina döneminde yeni kalp hastalığı teşhisleri ciddi oranda azaldı. Ancak bu dönemde teşhis konulan hastaların ölüm olasılığı belirgin biçimde yükseldi. Bilim insanları, sağlık sisteminin pandemi baskısı altında kalmasının, yalnızca ağır vakaların hastaneye başvurmasına yol açtığını, bu durumun da ölüm oranlarını artırdığını belirtiyor.

Profesör William Whiteley, “COVID-19 sürecinde bazı kalp hastalıklarının görülme sıklığı azaldı ama bu eşitsizlikler herkes için aynı olmadı. Veriler, yoksul ve sağlık hizmetine erişimi kısıtlı toplulukların bu yükü daha ağır taşıdığını gösteriyor,” dedi.

Kuzey-Güney Arasındaki Sağlık Uçurumu Derinleşti

Veriler, ülkenin kuzeyinde ve kıyı bölgelerinde kalp krizi ve felçten ölüm oranlarının güney ve orta bölgelere göre daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Bu tablo, İngiltere’de uzun süredir tartışılan sağlık eşitsizliklerinin pandemide daha da keskinleştiğine işaret ediyor.

Uzmanlar, özellikle yoksunluk düzeyi yüksek bölgelerde yaşayanların hem geç teşhis aldığını hem de tedaviye erişimde daha fazla engelle karşılaştığını belirtiyor.

Miyokardit ve Kalp Yetmezliği Vakalarda Artış

Pandemi sonrası dönemde, bazı kalp rahatsızlıklarında keskin bir artış yaşandığı da dikkat çekiyor. Çalışmada miyokardit (kalp kası iltihabı) vakalarında %26, kalp yetmezliği vakalarında ise %25’lik bir artış saptandı. Ayrıca bu hastalıklara bağlı kısa vadeli ölüm oranları neredeyse iki katına çıktı.

Profesör Angela Wood, bu artışların hem COVID-19’un doğrudan etkilerinden hem de pandemi süresince sağlık hizmetlerinin aksamasından kaynaklandığını vurguladı:

“Bu eğilimler, virüsün etkilerinin yanı sıra, geciken bakım ve tanı süreçlerinin toplumsal sonuçlarını da yansıtıyor.”

Veri Adaleti ve Geleceğe Hazırlık

Araştırmacılar, bu devasa veritabanını yalnızca geçmişi anlamak için değil, gelecekteki sağlık politikalarını yönlendirmek için de kullanmak istiyor. Health Data Research UK ekibi, elde edilen bulguların kamuoyuna açık bir gösterge paneliyle paylaşılacağını duyurdu.

Whiteley, bu sürecin yalnızca bilimsel değil, etik bir sorumluluk da taşıdığını belirterek şunu ekledi:

“Kalp hastalıklarını zamanında tespit etmek, yaşam kurtarmak kadar sağlık kaynaklarını adil biçimde paylaştırmanın da önünü açıyor.”

Pandeminin Ardından Yeni Bir Sağlık Gerçeği

COVID-19’un yalnızca geçici bir kriz olmadığı, kronik hastalıklarla mücadelede yeni bir eşitsizlik dönemi başlattığı görülüyor. İngiltere örneği, salgının “büyük sağlık suskunluğu” dönemine dönüştüğünü; erken teşhislerin yerini, geç fark edilen ölümcül sonuçlara bıraktığını gösteriyor.

Bu durum yalnızca İngiltere’ye değil, tüm dünyaya sağlık sistemlerinde dayanıklılık ve adaletin yeniden inşası gerektiğini hatırlatıyor.


  • NHY / The Lancet Public Health, 2024, Health Data Research UK, Health Data Research UK Basın Bülteni, Profesör William Whiteley ve Profesör Angela Wood’un açıklamaları (Cambridge Üniversitesi, 2024), EUROPA PRESS, Madrid, 28 Ekim 2024