Ekrem İmamoğlu’ndan Cezaevinden Gazetecilere Destek: “Gerçeklerden Kaçamazsınız”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mesajla gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan’ın sabah saatlerinde gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi. Sosyal medya platformu X üzerinden yapılan paylaşım, Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz’un da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi tarafından yeniden paylaşıldı.

İmamoğlu, açıklamasında doğrudan gazetecilere yönelik yürütülen soruşturmanın aslında kendisinin yargılandığı davayla ilişkili olduğuna dikkat çekti. “Gazeteciler, tutuklanmamıza sebep olan dava dosyasının fos çıktığını, bütün iddiaların uyduruk olduğunu açığa çıkardılar” diyen İmamoğlu, Ağırel ve Soykan’ın yalnızca gazetecilik görevlerini yerine getirdiklerini vurguladı.

“O yüzden bu panik,” diyen İmamoğlu, “Murat Ağırel ve Timur Soykan sadece gazetecilik yaptılar. Gerçeklerden o kadar korkuyorsunuz ki eliniz ayağınız birbirine dolandı. Bir şey uyduramadınız, foyanız açığa çıktı, uyduruk gerekçelerle gazetecilere saldırıyorsunuz” ifadeleriyle gözaltı kararlarını siyasi bir sindirme operasyonu olarak değerlendirdi.

Mesajının sonunda ise iktidara doğrudan seslenen İmamoğlu, “Bırakın gazetecileri. Gerçeklerden ne kadar kaçabilirsiniz ki?” diyerek sözlerini noktaladı.

Arka Plan: Gözaltılar ve Dava Süreci

Sabah saatlerinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan, evlerine yapılan polis baskınlarıyla gözaltına alınmış, dijital materyallerine el konulmuştu. Suçlama ise Türk Ceza Kanunu’nun 106 ve 107. maddelerinde yer alan “tehdit” ve “şantaj” iddialarıydı. Ancak gazetecilerin avukatı Gamze Pamuk Ateşli, müvekkillerinin önceden ifade vermeye hazır olduklarını belirtmelerine rağmen sabah saatlerinde evlerine polis gönderilmesini “bir korku rejiminin inşası” olarak değerlendirmişti.

Gazetecilerin gözaltına alınmasına gerekçe olarak gösterilen iddiaların, Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı ve mahkûm edildiği davayla ilgili haberleri kapsadığı belirtiliyor. Gazeteciler, söz konusu davanın dayandığı delillerin mesnetsizliğini kamuoyuna duyurmuş ve dava dosyasındaki çelişkileri detaylı biçimde haberleştirmişti.

İmamoğlu’nun cezaevinden yaptığı bu açıklama, iktidarın bağımsız medyaya ve muhalif siyasetçilere yönelik baskılarının giderek arttığı bir dönemde, kamuoyunun dikkatini bir kez daha Türkiye’deki basın özgürlüğü tartışmalarına çekti.