Tutuklanan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiltere merkezli Financial Times gazetesinde yayımlanan makalesinde, hem tutuklanma sürecine hem de Türkiye’nin demokratik geleceğine ilişkin dikkat çekici mesajlar verdi. “Türkiye’nin demokratik geleceği dünya için neden önemli?” başlıklı yazıda İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nden seslenerek, “Beni parmaklıklar ardına yerleştirmek Erdoğan için bir zafer değildir. Aksine, bu bir uyanışı tetikledi” dedi.
“Tutuklanmam, Türkiye’nin istikrarının dünya için ne kadar önemli olduğunu gösterdi”
Makaleye tutuklanma sürecini anlatarak başlayan İmamoğlu, bu durumun yalnızca kişisel bir mesele olmadığını, Türkiye’nin iç siyasal yapısının uluslararası düzlemde de etkiler yarattığını belirtti. Türkiye’nin jeopolitik konumunun altını çizen İmamoğlu, ülkenin hem Avrupa hem Asya’ya açılan bir kapı, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’in kesişim noktasında bir aktör olduğunu vurguladı.
“Yönümüz sadece bizim için değil, uluslararası düzenin istikrarı için de önemli” ifadelerini kullanan İmamoğlu, Türkiye’nin laik, demokratik ve modernleşmeci cumhuriyet modeliyle geçmişte dünya için ilham kaynağı olduğunu, ancak bu modelin Erdoğan döneminde tahrip edildiğini ifade etti.
“22 yıllık iktidarda demokratik kurumlar çöktü, halk umutsuzluğa sürüklendi”
Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarında yargı bağımsızlığının sona erdiğini, muhalefetin kriminalize edildiğini ve demokratik çürümenin ekonomik krizi daha da derinleştirdiğini söyleyen İmamoğlu, bu süreçte halkın değişime olan talebinin arttığını ve CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısıyla bu talebin teyit edildiğini dile getirdi.
İmamoğlu, “2019’dan beri insan merkezli bir kalkınma anlayışı olan ‘insanizm’i savundum” diyerek Erdoğan’ın otoriter popülizmine karşı “pratik çözümler, kamu güveni ve insan onuruna dayalı” bir model geliştirdiğini belirtti.
“Tutuklama süreci keyfi, iddialar asılsız”
İmamoğlu, 19 Mart tarihinde, cumhurbaşkanı adaylığının resmen açıklanmasından yalnızca dört gün sonra, yüzlerce polis tarafından evi kuşatılarak gözaltına alındığını hatırlattı. Aralarında danışmanlarının ve belediye çalışanlarının da bulunduğu 100’den fazla kişinin yolsuzluk ve terör suçlamalarıyla tutuklandığını ifade eden İmamoğlu, bu iddiaların dayanaksız olduğunu vurguladı.
Üniversite diplomasının iptal edildiğini ve hukuki sürecin araçsallaştırıldığını belirten İmamoğlu, “Ben siyasi bir mahkumum” dedi.
“Siyasi baskı toplumsal uyanışı tetikledi”
Silivri Cezaevi’nden yazdığı satırlarda İmamoğlu, gençlerin ve toplumun çeşitli kesimlerinin baskılara karşı sokağa çıktığını, hükümete yakın medya ve şirketlere yönelik boykotların başladığını ve CHP’nin önseçimine 15 milyondan fazla yurttaşın katıldığını belirtti. Bu tabloyu “demokratik geleceğimiz için kolektif bir tavır” olarak nitelendirdi.
Ayrıca, İmamoğlu’na yönelik yürütülen kampanyanın ekonomik istikrarsızlığı da beraberinde getirdiğini öne sürdü. Merkez Bankası rezervlerinin tüketildiğini ve siyasi krizlerin ekonomi politikalarının yeniden ‘rasyonellikten sapmasına’ yol açtığını vurguladı.
“AB ve NATO için demokratik bir Türkiye vazgeçilmezdir”
İmamoğlu, Türkiye’nin NATO’daki konumu ve Avrupa Birliği’yle olan adaylık sürecine de değinerek, ülkenin yöneliminin bölgesel güvenlik açısından stratejik önem taşıdığını belirtti. Ukrayna Savaşı, Gazze’deki çatışmalar ve Suriye’deki gelişmeleri örnek gösteren İmamoğlu, “Demokratik ve laik bir Türkiye sadece yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda elzemdir” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği’ne seslenen İmamoğlu, demokratik bir Türkiye’nin Avrupa’nın istikrarı için temel koşul olduğunu, gençlerin bastırıldığı ve muhalefetin ezildiği bir otoriter rejimin ise yalnızca bölgesel istikrarsızlığı derinleştireceğini kaydetti.
“Demokratik dayanışma artık elzem”
Makaleyi, Türkiye halkının iki yüzyılı aşkın süredir anayasacılık ve sivil temsil için mücadele verdiğini hatırlatarak sonlandıran İmamoğlu, Türkiye’de otoriterliğin ‘doğal bir kader’ olmadığını belirtti.
“Demokratik gerileme dalgası Türkiye’de başlamış olabilir; ama onu geri püskürtmenin de burada başlayacağına inanıyorum” diyen İmamoğlu, dünyaya çağrıda bulundu: “Demokratik dayanışma, ortak geleceğimizi inşa etmek için artık elzemdir.”